Kapitalizmin çarkı, sayısı gittikçe artan çeşitli ülkelerde zorbalığa baş vurulmazsa dönmemektedir. Bazıları hâlâ döneceği kanısında, oysa muhasebe defterlerine bir göz atarlarsa bunun karşıtının doğrulandığını er geç göreceklerdir. Bu yalnızca bir zaman sorunudur.
Faşizme karşı bir çağrı, faşizmi bir doğa zorunluluğu olarak doğuran toplumsal nedenlere dokunmazsa dürüstlükten uzaktır. Üretim araçları üzerinde özel mülkiyetten vazgeçmeyen, faşizmden kurtulamayacak aksine ona gerek duyacaktır.
Üretim araçları üzerinde özel mülkiyet gibi sözlerin güzellikten uzak, romantizmi az ve hiç de şiirsel olmadığını elbette biliyorum. Zaten aramızdan hiç kimse bu sözlerin güzelliği yüzünden kullanmayı düşünmemektedir. Yalnız gerekli sözlerdir bunlar. Daha doğrusu bu sözcüklerin ifade ettiğini söylemek gereklidir. Bu denli çirkin, kuru ve doktriner sözler kullanmak ve yaşam için gerekli paranın kazanılması ve karnımızı doyurmak olanağı gibi ilkel konular üzerinde konuşmakla, faşizmin zaferine göz yummak gibi bir seçimle karşılaşınca, ilki seçilmelidir.
Proletarya ile girişeceği tâyin edici çatışmada kapitalizm, en son kösteklerden de sıyrılmak ve özgürlük, adalet, kişilik, hatta rekabet gibi kendi malı kavramları birbiri ardından yere çalmak zorundadır. Böylelikle bir zamanların büyük ve devrimci ideolojisi, en alçak dolandırıcılığa, en edepsiz yiyiciliğe, en azgın korkaklığa, kısacası faşist biçime bürünerek son savaşına girişir ve burjuvazi de, savaş en aşağılık görünümünü kazanmadan, savaş alanından ayrılmaz.
14 komünist gazetenin yasaklanışının onu bir öfke çığlığı atmaya itmesi gerektiğini kafa işçisine önce bir başkasının hatırlatması zorunluluğunun olması niçin ürkütücüdür? Ürkütücü, çünkü hakikat ve gelişmenin sesi olan bu yerlerde böyle bir yasağa rastlanmadı ve hakikat yasaklandığında, kafa işçisinin söylediği veya söyleyeceği şeylerin hiç biri yasaklanmadı. Hakikat yasağı onu etkilemiyor. Onun hakikatla hiç bir ilişkisi yok. Değersiz şeyler yazıyor, o halde yazdıkları yasaklanmayacak.. Kafa işçisi ne yapsın? Polis, hakikati yasaklıyor ve gazeteler yalana para veriyorlar!
HAKİKAT ÜZERİNE
1. Bir tek hakikat vardır.
Bir tek hakikat vardır, iki ya da varolan çıkar gruplarının sayısı kadar değil.
2. Bu hakikat yalnızca ahlâksal bir kategori değildir
Bu yalnız yiyici olmamak, doğruluk tutkusu, adillik vb. gibi bir erdem sorunu değil, aynı zamanda uygulama sorunudur. Hakikatin üretilmesi gerekir. Öyleyse hakikatin üretilme biçimleri de vardır.
3. Hakikatin söylenmesinin (ve bulunmasının) bir gereği olmalıdır.
Gerçekliğin itici güçlerinin kafalardaki yansımasıdır hakikat. Hakikati arayan sorunun ortaya çıkışı, gerçek durumların (gerçeklikteki değişmelerin) bir davranışı gerekli kıldığının kanıtı olarak görülmelidir. Gerekli hale gelen bu davranışla ilgili olarak sorulmalıdır soru. Soruyu ortaya çıkaran tüm durum ve koşullar, yanıtın konusu olmalı ve böyle de kalmalıdırlar.
4. Düşünme ve ifadenin nedeni, ifade ve düşünmede sonuçlandırılmalıdır.
Örneğin ortaya özgürlük sorusu atıldığında, özgürlük isteğini doğuran baskının ne olduğu saptanmalıdır, böylelikle gereksinilen özgürlüğün türü de saptanacaktır. Özgürlük sorusunu (ya da isteğini) doğuran nedenler, durumu değiştirmek, yani özgürlüğü yaratmak için kullanılmalıdır.
5. Bir ifade ya da ortaya koyuş, ancak bir tahmine de yer veriyorsa bir hakikattir.
Bu tahminde, ifade edenin davranan olarak ortaya çıkması şarttır. Tahminin gerçekleştirilebilmesi için gerekli bir kimse olarak ortaya çıkmalıdır.
“Faşizm Üzerine Yazılar”, Bertolt Brecht, Ma-Ya Yay.,1975, S. 19-20-21
İlk yorum yapan olun