Ukrayna’daki İç Karışıklıkların Başlaması
Yanukoviç başkanlık yaptığı 3 yıl boyunca hem Avrupa Birliği, hem de Rusya Federasyonu ile güçlü politik, ekonomik ilişkiler kurmuştu. Bunun sonucunda Ukrayna dış politikasındaki büyük savrulmalar yaşanmıştı. 2013 yılının Kasım ayında AB ve Rusya, Yanukoviç’ten tarafını belli etmesini istemişti. Ukrayna sanayi sermayesi, AB’nin yanında yer almıştı. Çünkü Ukrayna’da üretilen demir-çelik, tahıl, ayçiçeği ve bunun gibi pek çok ürün, AB ülkelerine ihraç ediliyordu. Kamu şirketlerinin ürettiği tüm önemli ürünler ise Rusya’ya ihraç ediliyordu. Askeri sanayi ve uçak sanayisi, neredeyse tamamen Rusya’ya bağımlıydı.
21 Kasım 2013’te, AB yanlısı merkez sağ ve aşırı sağ partiler (eski başbakan Yuliya Timoşenko’nun partisi Batkivşina (Atayurt), Udar (yumruk), Özgürlük, Praviy Sektör (Sağ Sektör), Trizub (Üç Diş) gibi partiler) ‘Milli Direniş Karargahı’ adı altında Yanukoviç hükümetine karşı başkent Kiev’in merkezinde süresiz eyleme başlamışlardı (1). Sağcıların attıkları ilk sloganlar; AB yanlısı, “rüşvete ve adam kayırmacılığa” karşı sloganlardı. Kiev’de gösteriler devam ederken, Batı Ukrayna’da bu eylemler AB ve ABD’den destek bulmuştu. ABD’den John Mackkein, AB ülkelerinin büyükelçileri, parlamenterleri bizatihi meydana gelerek, gösterilere destek vermişlerdi. Yanukoviç’in istifa etmesini talep etmişlerdi (2).
Gösteriler uzadıkça sloganlar da değişmeye başladı. 2. Dünya Savaşı’nda “Ukraynalı Naziler”in kullandığı sloganlarla birlikte yoğun bir biçimde “Ruslara ölüm, komünistlere ölüm” sloganları da duyulmuştu (3). 2 Ay süren çatışmalarda, çoğunluğu gösterici olan 100 kişinin üzerinde insan öldü. Yanukoviç 22 Şubat’ta, yani gösterilerin başlamasından 2 ay sonra, ülke içinde yaptığı uzun bir yolculuktan sonra Kırım üzerinden Rusya’ya sığınmıştı. Yanukoviç’in devrilmesi sürecini daha sonra yazmayı planlıyorum (4).
23 Şubat 2014’te Ukrayna parlamentosu Viktor Yanukoviç’i azletti. Oysa ki, kendisini azleden parlementodaki Praviy Sektor Partisi’ne (Sağ Sektör) -ki bu hareket kendini “Ukrayna Nazi Örgütü” olan Upa’nın devamı sayar- yıllarca maddi yardım yaptığı bilinmekteydi. Svoboda gibi ultra milliyetçi partilerin silahlı militanlarının baskısı altında 23 Şubat’ta Aleksandr Turçinov geçici Cumhurbaşkanlığa, Arseniy Yatsenyuk ise geçici Başbakanlık görevine getirilmişti (5). Ukrayna’daki bu durumu silahlı sokak darbesi olarak nitelendiren sol partiler ve örgütler, yeni yönetimi Cunta’ olarak adlandırdılar. Merkez sağ, aşırı sağ partilerin, ABD ve AB’nin de tam olarak destek verdiği Poroşenko, Devlet Başkanlığı seçimlerini %54.7 ile kazanmıştı. Ukrayna Solu, Poroşenko yönetimine de Cunta adını vermişti (6).
2014 yılı ilkbaharında Batı Ukrayna’da paramiliter güçler, askeri birlikleri basıp silahlanıyorlardı ve batı devletlerinin askeri uzmanları onlara ülkedeki muhtemel direnişe karşı kontrgerilla savaşı eğitimi veriyordu. Ülkenin güneyinde ve doğusundaki sanayi, liman kentlerinde ise hemen her gün antifaşist gösteriler düzenleniyordu. Harkov, Donetsk, Lugansk, Nikolaev, Odessa gibi kentlerde eylemler iyice yayılmıştı. Antifaşistlerin en çok kullandığı slogan ‘faşizme geçit yok’ idi. Antifaşist gösterilere, organize edilen aşırı sağ görüşlüler tarafından önce Harkov ve Zaporojye’de saldırılar düzenlenmişti. Bu saldırıları yapanlar, ülkenin batısındaki kent ve köylerden özel trenlerle, otobüslerle günler öncesinden buralara getirilmişlerdi. Aşırı sağ görüşlüler ya da neo naziler olarak tabir edeceğimiz bu güruh, Harkov ve Zaporojye’deki antifaşist eylemleri 5-10 dakika içinde dağıtmışlardı (7).
Odessa Katliamı Öncesi ve Sonrası Yaşananlar
Odessa’da durum farklıydı. Odessa’ya günler öncesinden getirilen ‘Praviy Sektor‘ üyesi militanlar, ‘Çernomorets Odessa’ ve ‘Harkov Metalist’ maçı sonrasında futbol taraftarı görünümünde sahneye çıkmışlardı (8). Odessa’da her yıl görkemli bir biçimde kutlanan 1 Mayıs, 2014 yılında hakkıyla kutlanamamıştı. Sadece sendika binası önünde toplanan ve çadır kuran bir kaç yüz kişilik grup kutlamıştı.
2 Mayıs’ta, o sıralarda yarı legal olan sol-sosyalist Borotba Örgütü’nün başını çektiği yaklaşık 300-350 kişilik bir grup sendika binası önündeydi. Öğleden sonra yapılan maç sonunda ‘Ultras’ adı altında birleşen iki takımın taraftarları, “Sağ Sektör”ün öncülüğünde, Ukrayna Sol muhalefetinin antifaşist gösterilere devam ettiği sendika binası yakınlarındaki ‘Klyukovoe Pole’ semtine geldiler ve burada kaldırım taşlarını kırdılar, molotof kokteyli hazırladılar. Bu sırada sol sosyalist muhalefet, daha önce Ukrayna’da hiç uygulamadığı bir taktiği denedi ve bir sokağın girişine barikat kurdu. Kızıl yıldızlı bayraklarıyla ve ellerinde sopalarıyla 300 civarında sosyalist, binlerce faşiste karşı yaklaşık 2 saat kadar direndiler. Taraflardan ikişer kişi öldü ve onlarca insan yaralandı.
Sol gruplar iki saatlik direnişin sonunda sendika binasına kaçmak zorunda kaldılar. “Praviy Sektor” (Sağ Sektör) militanları binayı molotof kokteyli yağmuruna tuttular. Pencerelerden atlamak isteyenleri silahlarla vurarak öldürdüler. Pencereden atlayıp yaralananların bir kısmını da döverek öldürdüler (9). Görüntülerin tamamı İnternette var (10).
Bu trajedi yaşanırken, 2 otobüs dolusu polis sendika binasının yanmasını izlemekle yetinmişti. Saldırganlardan kimse gözaltına alınmamıştı. Saatlerce itfaiye gelmemişti. O gün sendika binasından çok az insan sağ çıkabilmişti. Kaç kişinin sağ çıktığı hakkında net bir bilgi hala daha mevcut değildir. Resmi rakamlara göre, o gün kentteki olaylarda ölenlerin toplam sayısı 48 olarak verilmiştir. Ancak, katliama uğrayan Borotba (mücadele) Örgütü’nün verdiği bilgi en az 100 ölü olduğu yönündeydi. 2 Mayıs’ta Odessa’daki sendika binasından sağ kurtulanların ve ‘Klyukovoe Pole’deki “faşizme karşı direniş” eylemine katılanların büyük çoğunluğu illegal örgüt üyesi olmaktan dolayı tutuklanmış ve mahkemede onlarca yıl hapis cezasına çarptırılmışlardır.
Ünlü Rus şarkıcı ve “Donetsk Halk Cumhuriyeti” milisi Yuliya Çiçerina, “Ukrayna İç Savaşı”nın başlama tarihinin 2 Mayıs olduğunu söylemişti. 2 Mayıs’ta Odessa’da yaşananlar, Ukrayna’nın, Sovyetler Birliği döneminden kalan birikimini tamamen yok etmeye dönük bir saldırı niteliğindedir. Bu saldırı Ukrayna işçi sınıfının kazanımlarına ve doğrudan canına da kastederek çok büyük kayıplar verilmesine neden olmuştur. Soğuk savaşın üzerine, sıcak bir savaşla karşılaşan işçi sınıfı, kayıplar vermesine rağmen, Ekim Devrimi ve 2. Dünya Savaşı döneminden beridir unuttuğu mücadele geleneğine yeni taktikler de ekleyerek direnilebileceğini göstermişti. Odessa’daki bu ağır saldırıdan sonra ülkenin doğusundaki Donetsk ve Lugansk kentlerindeki maden ve metal işçileri, Ukrayna oligarşisine karşı onurlu bir savaş vermişlerdir.
BM’nin verdiği rakamlara göre 2014 yılından günümüze kadar on binlerce milis ve sivil yaşamını kaybetti. Ama ne pahasına olursa olsun yenilmemişlerdir (11). 5 Milyon nüfuslu ve ekonomik yönden Ukrayna’nın ikinci en gelişmiş bölgesini Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri adına ele geçirmişlerdir. Oligarkların madenlerini ve demir-çelik üretim tesislerini kamulaştırmışlardır (12). Yukarıda sözünü ettiğim Odessa’da tutukluların, direnişçilerin bir kısmı Ukrayna Devleti’nin Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleriyle yaptıkları görüşmeler sonucu; tutsakların değiş-tokuşu anlaşması kapsamında, paramiliter güçlerin Ukrayna Devleti’ne teslim edilmesi karşılığında, adı geçen Halk Cumhuriyetlerine gönderilmişlerdir.
Odessa Katliamı’nda hayatını kaybeden devrimcilerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
Notlar
1. Евромайдан
3. Комуняку – на гілляку» или День Победы по-киевски
4. Комуняку – на гілляку» или День Победы по-киевски
5. Переворот на Украине: что произошло год назад и к чему привела смена власти в Киеве
6. Хроника войны хунты против собственного народа
7. Обыкновенный фашизм — толпа фашистов завезена в Харьков
8. События 2 мая в Одессе глазами международных организаций
9. «Сгоревшие – не люди». Новые подробности трагедии в Одессе 2 мая 2014 года
10. Как сжигали людей в Доме Профсоюзов в Одессе 2 мая 2014